Küçük su delikleri aynı zamanda hoparlör ızgaralarına da benzemiyor mu zaten.Sadece, duş hortumu kafası/hoparlörden ayrılan dijital MP3 çalar hayal edin. En sevdiğiniz şarkıları yükleyebilir ve herhangi bir normal MP3 çalar gibi kullanabilirsiniz.Ayrı bir seti duş hortumunuzun kafasına takıyorsunuz ve harici hoparlörler devreye giriyor, daha sonra işiniz bittiğinde yerinden söküp gidebiliyorsunuz.
Tuesday, 30 December 2008
Müzikal Duş
Duş alırken müzik dinlemekten hoşlanıyorsanız, muhtemelen banyonuzda, duş radyonuz yada müzik setiniz vardır.Pekiyi neden bir taşla iki kuş avlamayalım. Duş hortumunuzun kafası aynı zamanda müzik seti olsaydı?
Küçük su delikleri aynı zamanda hoparlör ızgaralarına da benzemiyor mu zaten.Sadece, duş hortumu kafası/hoparlörden ayrılan dijital MP3 çalar hayal edin. En sevdiğiniz şarkıları yükleyebilir ve herhangi bir normal MP3 çalar gibi kullanabilirsiniz.Ayrı bir seti duş hortumunuzun kafasına takıyorsunuz ve harici hoparlörler devreye giriyor, daha sonra işiniz bittiğinde yerinden söküp gidebiliyorsunuz.
Küçük su delikleri aynı zamanda hoparlör ızgaralarına da benzemiyor mu zaten.Sadece, duş hortumu kafası/hoparlörden ayrılan dijital MP3 çalar hayal edin. En sevdiğiniz şarkıları yükleyebilir ve herhangi bir normal MP3 çalar gibi kullanabilirsiniz.Ayrı bir seti duş hortumunuzun kafasına takıyorsunuz ve harici hoparlörler devreye giriyor, daha sonra işiniz bittiğinde yerinden söküp gidebiliyorsunuz.
Göz Kapaklarıyla Araba Çekebiliyor
Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek için insanlar neler icat etmiyor şu dünyada. En yüksekten göbek üstüne atlamamı dersiniz yoksa gözüyle en uzağa su fıştırtan mı? İnsanoğlu ne yapsa yeridir demeyin! İşte onlardan biri daha! Gün geçmesin ki Çinliler hakkında ilginçyeni bir rekora imza attıklarını duymayalım.
Bazen zeki bazen tuhaf bazen de insanı hayrete düşürecek bu rekorlar, insanın kimi zaman kanını dondurmaya yetiyor. Çünkü 21 yaşındaki Luo Deyuan adındaki Çinli, göz kapaklarıyla bir arabayı çekebiliyor.
Yol ortasında göz kapaklarıyla bir arabayı çektiğinden dolayı mutlu olduğunu ifade eden Deyuan, "Her zaman özel bir yeteniğim olmasını istemişimdir. Ve bu benim en özel becerim. Bu özelliğim sayesinde bir gün Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek istiyorum" açıklamasında bulundu. Luo Deyuan, ciddi yaralar almadan göz kapaklarıyla arabayı çekmesindeki başarısının sırrını, çok çalışmak ve nefes kontroünü iyi ayarlamak olduğunu söylüyor. Ayrıca böyle bir olayı yapmak için çok ciddi bir yeteneğe sahip olmak gerektiğini vurguluyarak, herkesin bu tür olaylara kalkışmamasını da sözlerine ekliyor.
Bazen zeki bazen tuhaf bazen de insanı hayrete düşürecek bu rekorlar, insanın kimi zaman kanını dondurmaya yetiyor. Çünkü 21 yaşındaki Luo Deyuan adındaki Çinli, göz kapaklarıyla bir arabayı çekebiliyor.Yol ortasında göz kapaklarıyla bir arabayı çektiğinden dolayı mutlu olduğunu ifade eden Deyuan, "Her zaman özel bir yeteniğim olmasını istemişimdir. Ve bu benim en özel becerim. Bu özelliğim sayesinde bir gün Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek istiyorum" açıklamasında bulundu. Luo Deyuan, ciddi yaralar almadan göz kapaklarıyla arabayı çekmesindeki başarısının sırrını, çok çalışmak ve nefes kontroünü iyi ayarlamak olduğunu söylüyor. Ayrıca böyle bir olayı yapmak için çok ciddi bir yeteneğe sahip olmak gerektiğini vurguluyarak, herkesin bu tür olaylara kalkışmamasını da sözlerine ekliyor.
Trafik Bir Kaostur!
Alt yapı yetersizliği sonucu meydana gelen yoğun trafik dünyanın her yerinde ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. Yoğun trafik yalnızca zaman kaybına değil insanı sinir stres sahibi yapmayada yol açıyor. Uzun kuyruklu trafik sıkışıklığı ve adım adım ilerleyen araçlar insanda tam anlamıyla baş ağrısı yaratıyor. İşte sizler için seçtiğimiz dünyanın farklı ülkelerinden çekilmiş sıkışık trafik fotoğrafları...
Sunday, 28 December 2008
Görmemişin Noel Ağacı Olmuş
Üç parçaya bölünen 10 metre boyundaki çam ağacı evin salonundan, yatak odasından ve çatısından geçirildi. Ingiltere'nin Bournemouth kentinde yaşayan Howe çifti, şimdiye kadar görülmemiş büyüklükteki bir yılbaşı ağacıyla çocuklarına sürpriz yaptı.
Yaklaşık 10 metre boyundaki ağacı eve sığdırmakta zorlananbaba Greig Howe, büyük çabalar sonucu amacına ulaştı ve ışıklarla, biblolarla süslü yılbaşı ağacını Noel gününe hazırladı. Çocuklarına unutamayacakları bir yılbaşı hediyesi vermek için bu sürprizi yaptığını söyleyen 35 yaşındaki Greig Howe, 'Dev ağacın çatıdan görünmesi gerçekten keyif verici bir görüntü. İnsanlar bu manzarayı görünce gülmeden edemiyor, tıpkı çocuklarım gibi. Onlar bunu gerçekten sevdi. Bu da beni mutlu etti' dedi. Ağacı yerleştirirken bir camı ve bazı eşyaları kırdığını belirten Howe, yedi arkadaşıyla birlikte tam iki gün boyunca ağacı eve sığdırmakla uğraştığını söyledi.
Yaklaşık 10 metre boyundaki ağacı eve sığdırmakta zorlananbaba Greig Howe, büyük çabalar sonucu amacına ulaştı ve ışıklarla, biblolarla süslü yılbaşı ağacını Noel gününe hazırladı. Çocuklarına unutamayacakları bir yılbaşı hediyesi vermek için bu sürprizi yaptığını söyleyen 35 yaşındaki Greig Howe, 'Dev ağacın çatıdan görünmesi gerçekten keyif verici bir görüntü. İnsanlar bu manzarayı görünce gülmeden edemiyor, tıpkı çocuklarım gibi. Onlar bunu gerçekten sevdi. Bu da beni mutlu etti' dedi. Ağacı yerleştirirken bir camı ve bazı eşyaları kırdığını belirten Howe, yedi arkadaşıyla birlikte tam iki gün boyunca ağacı eve sığdırmakla uğraştığını söyledi. Bu Ceza Bir İlk
Arabasını yanlış yere park eden 63 yaşında ki Dick Roper 15 Euro'luk cezaya carptırıldı. Sileceğin önüne bırakılan tuvalet kağıdı üzerine karalanmış ceza tutarını gören Dick Roper bunu dikkate almayarak ödemeyi reddedince cezanın iki katını yani 30 Euro'yu bir hafta içinde yatırması istendi. Yaşli adam böyle bir ceza uygulamasının şimdiye dek hiçbir yerde görülmediğini, ceza makbuzu yerine tuvalet kağıdı kullanılmasında bir art niyet taşındığını belirtti.
Gizlilik!
Saklanmak veya gizlenmek icin yapılan birçok alternatif vardır, yüz boyamak, bulunduğun ortamın rengine uygun giyinmek, yüzünü koca gözlüklerle gizlemek gibi. Hayvanlarınsa yaptıkları ayrıcalıklı olan pek fazla birşey yoktur. Yaratılışlarından ötürü savunma mekanizmaları hazırdır. Son derece iyi kamufule edilmiş hayvanlara bir göz atalım.
Saturday, 27 December 2008
Sanal Şehir
Kabul etmeliyiz ki günümüzde neredeyse tamamen sanal bir toplumda yaşıyoruz. Şimdi de sanal turizm adında yeni bir akım başladı. GeoSimCities; ilk şehirleri olarak Philadelphia'yı seçmiş ve çöp kutularına varana kadar her şeyi aynen sanal şehirlerine aktarmış.
Sanal ortamda Philadelphia şehrini tamamen tasarlamışlar. Bu sanal şehirde bir turist gibi gezinebilir ve her yeri görebilirsiniz. İlerleyen zamanlarda bir çok şehri daha sanal ortamda tasarlamayı planlıyorlar. O zamana kadar Philadelphia'yı gezinmekle yetineceksiniz.
Sanal ortamda Philadelphia şehrini tamamen tasarlamışlar. Bu sanal şehirde bir turist gibi gezinebilir ve her yeri görebilirsiniz. İlerleyen zamanlarda bir çok şehri daha sanal ortamda tasarlamayı planlıyorlar. O zamana kadar Philadelphia'yı gezinmekle yetineceksiniz.Buz Değil Koli Bandı
Gördükleriniz buzdan yapılmış nesneler değil fakat buza cok yakın bir görünümde oldukları için biraz şaşırtıcı gelebilir. Her yere gelişi güzel yapılan bu ilginç nesneler şeffaf koli bantlarıyla elde edilmiş. Ben çok beğendim, umarım sizlerinde hoşuna gider.
Katlanan Bisiklet Tasarımı
İşte size katlanabilen konforlu bir bisiklet. Bu bisiklet tasarlanırken iki şey göz önünde bulundurulmuş. Birincisi sürücünün daha rahat bir biçimde bisiklete binebilmesi için konforlu bir koltukla beraber pedalların önde bulunması. Diğeri ise bisikletin yer kaplama sorunu olmaması. Bu kullanışlı bisiklet katlandiginda 96 x 60 x 70 cm ye kadar küçülebilmektedir.
Thursday, 25 December 2008
İşaret Diliyle Anlaşıyor
Hiç ses yok onun hayatında ancak yine de sahibi ne derse o anlıyor. Dalmaçyalı cinsi köpek Zoe, diğer evcil köpekler gibi bakıcılarının sözünden dışarı çıkmıyor ama o, bunları işaret diliyle anlıyor.
İngiltere'nin Devon şehrinde Valley Hayvan Barınağı'nda yaşayan Zoe isimli Dalmaçyalı cinsi köpek, sağır olması nedeniyle diğer köpeklerin aksine sesten değil, işaretlerle kendisine söylenenleri anlıyor.Zoe'ya işaret dilini öğreten bakıcılar, 18 aylık bu sevimli köpeğin beden diliyle söylenenleri algılamasına yardımcı oluyor. Zoe eğitimin sonunda işaret diliyle gösterilen 'otur, kalk, pençeni göster' gibi temel ifadelerini anlayarak komutları yerine getiriyor. Hayvan davranışları uzmanı Gill Hodge, Zoe hakkında, "O çok iyi bir köpek. Bize ilk geldiğinde hiçbir şeyi anlamıyor, sadece etrafa şaşkın bakışlarla bakıyordu.Sağır olduğunu anladığımız zaman onun işaret dilini öğrenmesi gerektiğini düşündük. Öğrenmekte hiç sıkıntı çekmedi. Çabuk kavradı. açıklamasında bulunuyor. Onu sesle eğitmemizin mümkün olmayacağını anlamıştık.Köpekler doğuştan kendi vücut ve işaret dillerini kullanan hayvanlar olarak bilinir.Bu nedenle bu işin o kadar da zor olmadığını biliyorduk. Sadece sağır olduğu için yepyeni işaretler öğrendi.
İngiltere'nin Devon şehrinde Valley Hayvan Barınağı'nda yaşayan Zoe isimli Dalmaçyalı cinsi köpek, sağır olması nedeniyle diğer köpeklerin aksine sesten değil, işaretlerle kendisine söylenenleri anlıyor.Zoe'ya işaret dilini öğreten bakıcılar, 18 aylık bu sevimli köpeğin beden diliyle söylenenleri algılamasına yardımcı oluyor. Zoe eğitimin sonunda işaret diliyle gösterilen 'otur, kalk, pençeni göster' gibi temel ifadelerini anlayarak komutları yerine getiriyor. Hayvan davranışları uzmanı Gill Hodge, Zoe hakkında, "O çok iyi bir köpek. Bize ilk geldiğinde hiçbir şeyi anlamıyor, sadece etrafa şaşkın bakışlarla bakıyordu.Sağır olduğunu anladığımız zaman onun işaret dilini öğrenmesi gerektiğini düşündük. Öğrenmekte hiç sıkıntı çekmedi. Çabuk kavradı. açıklamasında bulunuyor. Onu sesle eğitmemizin mümkün olmayacağını anlamıştık.Köpekler doğuştan kendi vücut ve işaret dillerini kullanan hayvanlar olarak bilinir.Bu nedenle bu işin o kadar da zor olmadığını biliyorduk. Sadece sağır olduğu için yepyeni işaretler öğrendi.
Tuesday, 23 December 2008
Adada Yıkanan Muzlar
Hollanda'da da muzlar dallarından koparıldıktan sonra Kuzey denizine bırakılıp yıkanmaları sağlanır, böylelikle ihraç edilecekleri ülkelere ulaşana dek çatlamaz, çürümez ve de eskimezler. Her yıl 6 bin ton muz ihraç eden ülke mallarını Küba başta olmak üzere komşu adalarada gönderir.
Londra'daki Şehir Vahası: Devasa Solar Güçlü Çiçek
Yakın zamanda Londra'da yapılan Chelsea Çiçek şovuna ziyaretçi olarak katılanlar, Londra'nın ortasındaki Londra Şehir vahasıyla karşı karşıya kaldıklarında hoş bir sürpriz yaşadılar.
Bu vahada ise, solar enerji gücüyle çalışan, bir dizi temiz enerji ve diğer çevreci yenilikleri bünyesinde sergileyen, büyük ölçülü artistik bir forma sahip, şehirsel sanat tesisatı ile karşılaştılar. 10 metrelik bir boya sahip, camdan ve çelikten yapılmış bu yapı, Laurie Chetwood tarafından tasarlandı ve sadece mimari yapıların, teknolojinin ve mühendisliğin bir numaralı şaheseri olarak tanımlandırılabilir.
Bu şaheser; solar enerjisi gücü sistemi, rüzgar enerjisi gücü sistemi ve yağmur suyu değerlendirme sistemi gibi birçok, çevreci ve doğa dostu teknolojilerin oluşturduğu gerçek bolluğunu sergiliyor.
Bu harika çiçek, gün boyunca açılıp kapanarak, dallarında bulunan ve faaliyet gösteren fotovoltaik hücreleri açığa çıkarıyor. Bu vahanın tam ortasında bulunan ana gövde, içindeki rüzgar tribünlerine güç veren, ve böylece bu tesisatın etrafındaki alanı biraz soğutan, termal bir baca olarak görev yapıyor.
Güneş enerjisinden ve rüzgar enerjisinden elde edilen gücü depolayabilmek için bu yapı, kendi türünde ilk defa kullanılan, bir yakıt pilinden yardım alıyor. Eğer tüm bunlar bile size yetmiyorsa, bu yapıda ayrıca bir yağmur suyunu yakalama ve değerlendirme sistemi bulunuyor. Bu da insanları serinletmek veya sulama amaçlı olarak kullanılabilecek, bir su kanyağı görevi görüyor.
Bu vahada ise, solar enerji gücüyle çalışan, bir dizi temiz enerji ve diğer çevreci yenilikleri bünyesinde sergileyen, büyük ölçülü artistik bir forma sahip, şehirsel sanat tesisatı ile karşılaştılar. 10 metrelik bir boya sahip, camdan ve çelikten yapılmış bu yapı, Laurie Chetwood tarafından tasarlandı ve sadece mimari yapıların, teknolojinin ve mühendisliğin bir numaralı şaheseri olarak tanımlandırılabilir.Bu şaheser; solar enerjisi gücü sistemi, rüzgar enerjisi gücü sistemi ve yağmur suyu değerlendirme sistemi gibi birçok, çevreci ve doğa dostu teknolojilerin oluşturduğu gerçek bolluğunu sergiliyor.
Bu harika çiçek, gün boyunca açılıp kapanarak, dallarında bulunan ve faaliyet gösteren fotovoltaik hücreleri açığa çıkarıyor. Bu vahanın tam ortasında bulunan ana gövde, içindeki rüzgar tribünlerine güç veren, ve böylece bu tesisatın etrafındaki alanı biraz soğutan, termal bir baca olarak görev yapıyor.
Güneş enerjisinden ve rüzgar enerjisinden elde edilen gücü depolayabilmek için bu yapı, kendi türünde ilk defa kullanılan, bir yakıt pilinden yardım alıyor. Eğer tüm bunlar bile size yetmiyorsa, bu yapıda ayrıca bir yağmur suyunu yakalama ve değerlendirme sistemi bulunuyor. Bu da insanları serinletmek veya sulama amaçlı olarak kullanılabilecek, bir su kanyağı görevi görüyor.
Rüyalar Dijital Ortamda
Bilinç altının karmaşık gizemli dünyasının kapıları aralanıyor! Artık rüyalarımız dijital ortama aktarılarak kaydediliyor. Yıllardır süren çalışmalar başarılı bir şekilde sonuçlandı. Japon bilim adamlarının icat ettiği alet sayesinde, uyku esnasında insan beyninden alınan görüntüler bir bilgisayar ortamına aktarılarak artık kaydedilecek.
ATR Bilişimsel Nöroloji Laboratuarı araştırmacıları daha önce, beyinden alınan basit düşünceleri dijital ortama aktarmayı başarmıştı. Bu sürecin ilerleyen evlerinde rüyaların ve beynin diğer gizemleri izlenebilinecek. Uzmanlar yaptıkları çalışmalar hakkında, "Bu teknolojiyi uygulayarak, rüyalar gibi insanların kişisel olarak algıladığı özel imgeleri izlemek mümkün" açıklamasında bulundu.
Araştırmayı yürüten grubun başında yer alan Yukiyasu Kamitani,"İnsanlar bir nesneye baktıklarında ,retinaya bir sinyal geliyor ve gelen sinyal beyindeki görme duyusuna iletiliyor. İşte biz artık bunları dijital ortama aktarararak artık görüntüleri elde edebiliyoruz" şeklinde konuştu.
Kamitani, "Rüya, uykunun yüzde yirmilik bir bölümünü teşkil etmektedir.
Bu durumda, sekiz saat uyuyan bir insanın uykusunun ilk saati ağır ve rüyasız geçmektedir. Bundan sonraki on dakika içinde rüya görülmekte ve sonra yine bir buçuk saat sürecek ağır uyku devresi başlamaktadır. Sonra yirmi dakikalık bir rüya ve yine bir buçuk saatlik ağır uyku takip ediyor. İşte biz bu arada görülen her rüyayı başarılı bir şekilde görüntülüyoruz. Amacımız insan beyninin karmaşık yapısını çözebilmek " açıklamasında bulundu. 
ATR Bilişimsel Nöroloji Laboratuarı araştırmacıları daha önce, beyinden alınan basit düşünceleri dijital ortama aktarmayı başarmıştı. Bu sürecin ilerleyen evlerinde rüyaların ve beynin diğer gizemleri izlenebilinecek. Uzmanlar yaptıkları çalışmalar hakkında, "Bu teknolojiyi uygulayarak, rüyalar gibi insanların kişisel olarak algıladığı özel imgeleri izlemek mümkün" açıklamasında bulundu.Araştırmayı yürüten grubun başında yer alan Yukiyasu Kamitani,"İnsanlar bir nesneye baktıklarında ,retinaya bir sinyal geliyor ve gelen sinyal beyindeki görme duyusuna iletiliyor. İşte biz artık bunları dijital ortama aktarararak artık görüntüleri elde edebiliyoruz" şeklinde konuştu.
Kamitani, "Rüya, uykunun yüzde yirmilik bir bölümünü teşkil etmektedir.
Bu durumda, sekiz saat uyuyan bir insanın uykusunun ilk saati ağır ve rüyasız geçmektedir. Bundan sonraki on dakika içinde rüya görülmekte ve sonra yine bir buçuk saat sürecek ağır uyku devresi başlamaktadır. Sonra yirmi dakikalık bir rüya ve yine bir buçuk saatlik ağır uyku takip ediyor. İşte biz bu arada görülen her rüyayı başarılı bir şekilde görüntülüyoruz. Amacımız insan beyninin karmaşık yapısını çözebilmek " açıklamasında bulundu.
Friday, 19 December 2008
Yugo müzelik oldu
Eski Yugoslavya'nın ticari markalarından biri olan Yugo, Kragujevac'taki otomobil fabrikasından emekliliğe uzanan yolculuğuna geçen ay, otomobil üreticisi Zastava'nın onu üretimden kaldırmasıyla başladı.
Eylül ayında Zastava Fiat ile bir anlaşma yaparak Sırbistan'ın orta kesimindeki bir kasaba olan Kragujevac'taki fabrikanın %70 hissesini İtalyan firmasına verdi. Fabrika 2009 ve 2010 yıllarında iki yeni Fiat modeli üretecek. Sırbistan artık zarar yerine yılda 1 milyar avroluk otomobil ihraç etmeyi umut ediyor.
Ancak bu planlarda, bir zamanlar küresel tüketici pazarlarını ele geçirmeyi hedeflemesine karşın sadece alaya alınan Yugo'ya yer verilmiyor.
Zastava Planlama Departmanı başkanı Zoran Milanoviç Sırp medyasına verdiği demeçte, "Yugo'nun 1980 yılında üretime başlamasını görkemle, üretimden kalkmasını ise sessizlikle damgaladık, çünkü bu hepimiz için üzüntü verici bir andı." dedi.
Son Yugo müzeye konuyor. Milanoviç, otomobilin önünde resminin çekilmesini istemediğini, onun yerine "yepyeni bir Zastava aracının üretimine başlandığı mutlu günleri" hatırlamayı tercih ettiğini söyledi.
Fiat'ın düşük maliyetli popüler bir modeline dayanan Yugo sahneye görkemli bir çıkış yaptı. Fiat veya benzeri diğer yabancı araçlardan bariz şekilde daha ucuzdu, yedek parçası kolay bulunuyordu ve bütün araba tamircileri tamirini biliyordu. Yurtdışında onca alay edilmesine karşın, Yugo Yugoslavların en çok tercih ettiği otomobildi. Adını aldığı ülkeden de daha uzun yaşadı.
Arabanın hedefleri, 147 bin adetin ABD'de pazarlandığı 1980'lerin ortalarında zirveye ulaştı. O tarihte Zastava'da, şimdiki 3 binin yerine 53 bin kişi çalışıyordu.
Fakat ABD ihracatlarının iki yüzü keskin bir kılıç olduğu ortaya çıktı. Forbes dergisi tüm zamanların en kötü arabalarının bir listesini yayınladı ve Yugo kolayca birinciliği kazandı.
Bir sinema ve televizyon ünlüsü bile oldu. Bruce Willis, "Mavi Ay" dizisinde canlandırdığı karaktere dizinin bir bölümünde Yugo hediye edilmesi sonrasında sonsuza kadar bu arabayla anılacak. Willis dizinin geri kalanında arabadan kurtulmaya çalışıyor.
Yine de Willis arabadan etkilenmiş olacak ki, daha sonra "Zor Ölüm" adlı filmde New York sokaklarında suçluları Yugo ile kovaladı.
Araba, bütün karakterlerin Yugo kullandığı "Drowning Mona" filminde de başrol oynadı. Ve Zastava ondan vazgeçmiş olsa da, Hollywood vazgeçmedi. 3 Ekim'de ABD'de galası yapılan "Nick and Norah's Infinite Playlist" adlı komedide de bir Yugo oynuyor. Filmin resmi İnternet sitesinde ziyaretçileri aracın küçük bir kopyası selamlıyor.
Rock grubu Metallica da ateşi canlı tutuyor. Yugo, grubun son şarkısı "The Day That Never Comes"'ın klibinde görülüyor.Thursday, 18 December 2008
Helikopterli alışveriş
Romanya'nın Bacau kentinde bulunan hipermarkete alışveriş için gelen helikopter, halkın şaşkın bakışları arasında mağazanın otoparkına indi.
Bölgenin en büyük alışveriş merkezi Real'in güvenlik ve koruma adına hiçbir yaptırımın olmadığı otoparktaki boş alana inen helikopterden 2 kişi çıkarak markete daldı ve 1 saat sonra araca binip uçtu.
Görgü tanıklarından Georgeta Stoica, "Dışarısı rüzgarlıydı. Helikopter rahatlıkla elektrik direklerine veya yüksek gerilim hattına çarpıp parçalanabilir, bir facia yaşanabilirdi" dedi.
Bacau Havaalanı Müdürü Radu Bondar ise olayı, "Şayet pilotun gerekli izni varsa değil helikopter, uçak bile inebilirdi" şeklinde geçiştirdi. Markette çalışan Adrian Enescu adlı bir görevli, "Burada çalıştığım süre zarfında bu üçüncü kez oluyor. Gelenlerin önemli ve zengin kimseler olduğu belli ama bana sorarsanız biraz züppece" diye konuştu.
Hadise, amatör bir kameraman tarafından kaydedilerek televizyon kanallarında da yayınlandı.
Müzisyen Hamsterler
Fareye benzeyen görünleriyle dikkat çeken oldukça sevimli bu hayvanlar artık evlerimizde rahatlıkla besleyeceğimiz evcil hayvanlar listesine girdi. Ellerine saksafon, org ve gitar ne de çok yakışmış.
Yemek Yapan Robot!
Japon Yaskawa Electric firmasının yeni robotu Motoman SDA10, yemek yapmak gibi ilginç kabiliyetleri ile dikkat çekiyor. Şimdilik tek başına çalışamayan ve bir operötür gözetiminde kullanılan robot, basit yemekler yapabilme kabiliyetine sahip.
Osaka Uluslararası Gelecek Nesil Robot Fuarı'nda sergilenen robotun yemek yapma dışında farklı kabiliyetleri de bulunuyor. Motoman aynı zamanda ince işçilik gerektiren konularda oldukça başarılı. Örneğin; bir fotoğraf makinesini nin bütün parçalarını tek başına birleştirebiliyor.
Osaka Uluslararası Gelecek Nesil Robot Fuarı'nda sergilenen robotun yemek yapma dışında farklı kabiliyetleri de bulunuyor. Motoman aynı zamanda ince işçilik gerektiren konularda oldukça başarılı. Örneğin; bir fotoğraf makinesini nin bütün parçalarını tek başına birleştirebiliyor.
Tuesday, 16 December 2008
Urban Cactus (Şehir kaktüsü) Gökdeleni
Teksas'ta yaşayanlar, gereğinden fazla kaktüs görmüş insanlardır. Bundan dolayı Rotterdam'daki bir mimari proje olan, Urban Cactus (Şehir kaktüsü) gökdelenini duyan Teksas'lılar daha da heyecanlandılar.
UCX Architects firması tarafından tasarlanan geleceğin bu gökdelen projesi, 19 katı içersinde 98 rezidans ünitesi barındıracak. Bir limanda konumlandırılmış olduğu için, tasarımcılar bu gökdelenin çevreci ve doğa dostu bir imaja, ihtiyacı olduğuna karar verdiler. Bu karar verilen imaj da, üst üste dizilmiş, hareket edebilen, tabakalar halinde bir biçim aldı.
Bu gökdelendeki her ünite, binanın birçok garip biçim alternatifi olabildiği için, devasa sayılarda dış bahçeye ya da terasa sahip olunabilmesine olanak sağlıyor. Bu farklı biçim alternatifleri aynı zamanda, ünitelerin içine birçok farklı açılarda, güneş ışığının girmesine olanak sağlıyor. Özellikle soğuk kuzey iklimlerinde, bu tarz bir özelliğin çok önemli olabileceğini düşünüyoruz. Aslında bu gökdelenin, neden Urban Cactus (Şehir kaktüsü) gibi bir isimle anıldığını, anlamak gerçekten oldukça zor. Bu gökdelen, sadece hafif dikenliymiş (bu dikenler kaktüslerdeki gibi acı vermiyor) gibi görünse de, biyolojik dalgalanmaları ve hareketli bahçeleri, bu çok beğenilen Hollanda kutusuna, oldukça tazeleyici kıvrımlar katıyor.
UCX Architects firması tarafından tasarlanan geleceğin bu gökdelen projesi, 19 katı içersinde 98 rezidans ünitesi barındıracak. Bir limanda konumlandırılmış olduğu için, tasarımcılar bu gökdelenin çevreci ve doğa dostu bir imaja, ihtiyacı olduğuna karar verdiler. Bu karar verilen imaj da, üst üste dizilmiş, hareket edebilen, tabakalar halinde bir biçim aldı.
Bu gökdelendeki her ünite, binanın birçok garip biçim alternatifi olabildiği için, devasa sayılarda dış bahçeye ya da terasa sahip olunabilmesine olanak sağlıyor. Bu farklı biçim alternatifleri aynı zamanda, ünitelerin içine birçok farklı açılarda, güneş ışığının girmesine olanak sağlıyor. Özellikle soğuk kuzey iklimlerinde, bu tarz bir özelliğin çok önemli olabileceğini düşünüyoruz. Aslında bu gökdelenin, neden Urban Cactus (Şehir kaktüsü) gibi bir isimle anıldığını, anlamak gerçekten oldukça zor. Bu gökdelen, sadece hafif dikenliymiş (bu dikenler kaktüslerdeki gibi acı vermiyor) gibi görünse de, biyolojik dalgalanmaları ve hareketli bahçeleri, bu çok beğenilen Hollanda kutusuna, oldukça tazeleyici kıvrımlar katıyor.Tuesday, 9 December 2008
Dünyanın En Pis İşi
Ekonomik krizin olduğu şu günlerde aslında kimsenin yaptığı işten şikayet etmemesi gerekiyor. Ama bu adamı gördükten sonra herkesin yatıp kalkıp şükür etmesi gerekiyor. Muhtemelen Hindistan’da bir lağım işçisini görüyorsunuz.
Burj Dubai Resimleri
Dünyanın en yüksek binası olan Burj Dubai şimdiden 700 metreyi aşmış durumda. 2004 yılında yapımına başlanmış olan yapının 2009 yılında bitirilmesi planlanıyor. Ancak daha ne kadar yüksek olacağını kimse bilmiyor. İşte sizlere bu inanılmaz yapının harika resimleri. Burj Dubai fotoğraf galerisi.
Monday, 8 December 2008
Dünyanın En Güzel Makinesi
'The Most Beautiful Machine' (Dünya'nın en güzel makinesi), 2001 yılında hayata veda etmiş olan Claude E. Shannon'ın fikridir. Claude E. Shannon'ın 'Mathematical Theory of Communication' (İletişimin Matematiksel Teorisi), dijital makinelerin esas temelini oluşturmaktadır. Bu teori, 'AÇMA' ve 'KAPAMA' fonksiyonları arasında iletişim temeline dayanmaktadır.
Bu özel sandıkta ise, sandığı izleye kişilerin 'AÇMA' düğmesine basması bekleniyor. 'AÇMA' düğmesine basıldıktan bir süre sonra, sandığın kapağı aralanıyor ve sandığın içinden bir kol dışarı uzanarak, tekrar 'KAPAMA' düğmesine basıyor ve makineyi kapatıyor. Bu sırada, kol tekrar sandığın içine çekiliyor ve sandığın kapağı kapanıyor. İşte sadece bu!
Bu özel sandıkta ise, sandığı izleye kişilerin 'AÇMA' düğmesine basması bekleniyor. 'AÇMA' düğmesine basıldıktan bir süre sonra, sandığın kapağı aralanıyor ve sandığın içinden bir kol dışarı uzanarak, tekrar 'KAPAMA' düğmesine basıyor ve makineyi kapatıyor. Bu sırada, kol tekrar sandığın içine çekiliyor ve sandığın kapağı kapanıyor. İşte sadece bu!
Araba Izgara
Yıllardır vazgeçemediğiniz araba birgün bozulur ve siz onu ya çöpe atmak ya satmak yada bu beyefendi gibi biraz para harcayıp ilginç bir ızgara makinesi yaparsiniz. Çok hoş ve ince düşünülmüş bir fikir.
Dubai'ye Dünyanın En Büyük Havalimanı Yapılıyor
Dünyanın en uzun binasını inşa etmeye hazırlanan Dubai, şimdi de dünyanın en büyük havaalanı projesi Jebel Ali'ye start vereceğini açıkladı.
Toplam 140 kilometrekarelik bir alana yayılacak olan havaalanı, böylece 'en büyük' ünvanlı Londra'daki 12 kilometrekarelik Heathrow'un pabucunu dama atacak.
Time dergisinde yer alan habere göre, Jebel Ali, 2005 yılında 23 milyon transit yolcunun geçtiği Heathrow Havaalanı'nı yolcu sayısı olarak da ikiye katlamayı hedefliyor.
Jebel Ali, Heathrow'a göre yolcuları bekletme süresi, ağırlayabileceği uçak sayisi gibi pekçok konuda öne geçecek. Birleşik Arap Emirlikleri'nin en büyük havayolu şirketi olan Emirates'in Jebel Ali Havaalanı'nın gelişmesinde öncü olması bekleniyor.
Emirates son olarak 54 tane Airbus A380 sipariş etmiş ve 2012 yılında filo büyüklüğünü 2'ye katlamayı hedeflediğini duyurmuştu.
Toplam 140 kilometrekarelik bir alana yayılacak olan havaalanı, böylece 'en büyük' ünvanlı Londra'daki 12 kilometrekarelik Heathrow'un pabucunu dama atacak.Time dergisinde yer alan habere göre, Jebel Ali, 2005 yılında 23 milyon transit yolcunun geçtiği Heathrow Havaalanı'nı yolcu sayısı olarak da ikiye katlamayı hedefliyor.
Jebel Ali, Heathrow'a göre yolcuları bekletme süresi, ağırlayabileceği uçak sayisi gibi pekçok konuda öne geçecek. Birleşik Arap Emirlikleri'nin en büyük havayolu şirketi olan Emirates'in Jebel Ali Havaalanı'nın gelişmesinde öncü olması bekleniyor.
Emirates son olarak 54 tane Airbus A380 sipariş etmiş ve 2012 yılında filo büyüklüğünü 2'ye katlamayı hedeflediğini duyurmuştu.
Sunday, 7 December 2008
Lahana savaşı
Malum yarın kurban bayramı. Bu yıl,bize de, Allaha şükürler olsun kurban almak nasip oldu. Kurbanı daha sabah saatlerinde eve getirdik. Ancak yarına kadar beslememiz gerekiyordu...Bir gün olsa bile ,bu konuda başarılı olduğumuzu söylemek mümkün değil...Herhangi bir tecrübemiz yok...Mevsim kış, otu da bulmak zor bu mevsimde...Evde, bir tek lahana vardı. Bu gün Kurbanı, onunla idare etmeyi düşündük. Ama komşudaki tavşanı hiç düşünmedik, hemen kurbanın yardımına yetişti. Aralarında, “savaş” başladı.
Dünyanın en büyük mumu yakıldı
Almanya'nın Hessen eyaletindeki Schlitz kentinde kurulan Noel pazarında "dünyanın en büyük mumu" yakıldı. Bunun için pazar alanında bulunan 36 metre yüksekliğindeki kule, 1000 metrekareden büyük kırmızı renkli bir kumaşa sarıldı.
Noel pazarının organizatörü olan Heike Weber, yaptığı açıklamada, "42 metre yüksekliğindeki dünyanın en büyük mumuyla 1992 yılından bu yana Guiness Rekorlar Kitabı'nda yer alıyoruz" dedi. Schlitz kentindeki Noel pazarı, 21 Aralık'a dek açık kalacak.
Noel pazarının organizatörü olan Heike Weber, yaptığı açıklamada, "42 metre yüksekliğindeki dünyanın en büyük mumuyla 1992 yılından bu yana Guiness Rekorlar Kitabı'nda yer alıyoruz" dedi. Schlitz kentindeki Noel pazarı, 21 Aralık'a dek açık kalacak.Smilecup
2001 yılında Ukrayna'da hizmete başlayan tasarım stüdyosu Psyho, son olarak Smilecup adını verdikleri bu sevimli fincanları tasarladılar. Farklı renklerde yüz ifadelerini fincanın yarısını yok ederek ortaya çıkarmışlar. Sonuç da fazlasıyla eğlenceli olmuş!
Sms'le Ameliyat Can Kurtardı
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde çalışan gönüllü İngiliz doktor, cep telefonu mesajıyla ameliyat yaparak bir gencin hayatını kurtardı.
Sınır Tanımayan Doktorlar örgütüne bağlı olarak Rutshuru'da çalışan damar cerrahı David Nott, 16 yaşındaki bir gencin kangren olan sol kolunun kesilmesi ameliyatını, meslektaşından aldığı talimatlarla yaptı. Köprücük kemiği ile kürek kemiğinin kesilmesini gerektiren böyle bir ameliyatı daha önce hiç yapmamış olan Nott, bu konuda tecrübeli bir meslektaşını arayarak yardım istedi.
Genç için, "Ölüyordu. Kendisini gördüğümde 2-3 günlük ömrü kalmıştı" diyen Nott, cerrah arkadaşından mesajla yardım istediğini ve meslektaşının ameliyatın nasıl yapılacağını mesaj atarak adım adım anlattığını söyledi. Ameliyatın ekimde yapıldığı, ölümden dönen çocuğun tamamen iyileştiği bildirildi.
Sınır Tanımayan Doktorlar örgütüne bağlı olarak Rutshuru'da çalışan damar cerrahı David Nott, 16 yaşındaki bir gencin kangren olan sol kolunun kesilmesi ameliyatını, meslektaşından aldığı talimatlarla yaptı. Köprücük kemiği ile kürek kemiğinin kesilmesini gerektiren böyle bir ameliyatı daha önce hiç yapmamış olan Nott, bu konuda tecrübeli bir meslektaşını arayarak yardım istedi.Genç için, "Ölüyordu. Kendisini gördüğümde 2-3 günlük ömrü kalmıştı" diyen Nott, cerrah arkadaşından mesajla yardım istediğini ve meslektaşının ameliyatın nasıl yapılacağını mesaj atarak adım adım anlattığını söyledi. Ameliyatın ekimde yapıldığı, ölümden dönen çocuğun tamamen iyileştiği bildirildi.
2009 Goril Senesi Ilan Edildi
BM yetkilileri ve yüzden fazla ülke temsilcisinin katıldığı törenle "Dünya Goril Yılı" dün başladı. Roma'da düzenlenen törene katılanlar arasında Monaco Prensi 2. Albert de yer aldı.
Soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvanlarla ilgili BM sözleşmesinin uygulanması çalışmalarını sürdüren BM yetkililerinden Robert Hepworth, törende yaptığı konuşmada, gorilleri korumak amaçlı uygulamaya konulacak projeler için yarım milyon avro toplamayı hedeflediklerini söyledi.
Hepworth, "Gorillerin yaşam alanlarını korumak ve kaçak avcılığı önlemek için daha fazla şey yapmak gerektiğini" belirtti. Yüzden fazla ülkenin yetkilileri, bu hafta Roma'da yaptıkları toplantıda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan 30'dan fazla hayvan cinsini korumak için yapılması gerekenleri ele aldı. Gorillerin yok olma tehlikesinin temel nedenlerinin başında Ebola dahil olmak üzere hastalıklar ile ormanların yok olması geliyor.
Soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvanlarla ilgili BM sözleşmesinin uygulanması çalışmalarını sürdüren BM yetkililerinden Robert Hepworth, törende yaptığı konuşmada, gorilleri korumak amaçlı uygulamaya konulacak projeler için yarım milyon avro toplamayı hedeflediklerini söyledi.Hepworth, "Gorillerin yaşam alanlarını korumak ve kaçak avcılığı önlemek için daha fazla şey yapmak gerektiğini" belirtti. Yüzden fazla ülkenin yetkilileri, bu hafta Roma'da yaptıkları toplantıda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan 30'dan fazla hayvan cinsini korumak için yapılması gerekenleri ele aldı. Gorillerin yok olma tehlikesinin temel nedenlerinin başında Ebola dahil olmak üzere hastalıklar ile ormanların yok olması geliyor.
Saturday, 6 December 2008
Noel Baba anıldı
Çocukların, denizcileri, genç kızların koruyucusu olarak tüm dünyada Noel Baba adıyla bilinen Hristiyan din adamı Saint Nicholas, yaşadığı ve öldüğü yer olarak bilinen Antalya'nın Demre ilçesinde anıldı.
Antalya'nın Kaş ilçesi yakınlarındaki Patara antik kentinde doğan ve Demre civarında yaşayıp, burada ölen Noel Baba anısına Noel Baba Müzesi olarak korunan Noel Baba Kilisesi'nde ayin düzenlendi.
İstanbul Fener Rum Patrikhanesi'nden Hıristosmos Kalaycı'nın yönettiği ayini, aralarında Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Fotis Ksidas, Yunanistan'ın İzmir Başkonsolosu Hara Skolarikon, Demre'nin Almanya'daki kardeş şehri Elzach Belediye Başkanı Holger Krezer'in de bulunduğu 300'e yakın kişi izledi.
Barış için dua edilen ayinde, katılımcılara kutsanmış ekmek ikram edildi.
Kalaycı, Yunanca ve Türkçe olarak yaptığı konuşmada, ayin olanağını sağlayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a, konukseverliğinden dolayı Demreliler'e, ayini izleyen Müslümanlara teşekkür etti.
Noel Baba'nın yalnız Hristiyanlar için değil, tüm insanlık için önemli bir değer olduğunu belirten Kalaycı, "O'nu kendi yaşadığı topraklarda anıyoruz" dedi.
Antalya'nın Kaş ilçesi yakınlarındaki Patara antik kentinde doğan ve Demre civarında yaşayıp, burada ölen Noel Baba anısına Noel Baba Müzesi olarak korunan Noel Baba Kilisesi'nde ayin düzenlendi.İstanbul Fener Rum Patrikhanesi'nden Hıristosmos Kalaycı'nın yönettiği ayini, aralarında Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Fotis Ksidas, Yunanistan'ın İzmir Başkonsolosu Hara Skolarikon, Demre'nin Almanya'daki kardeş şehri Elzach Belediye Başkanı Holger Krezer'in de bulunduğu 300'e yakın kişi izledi.
Barış için dua edilen ayinde, katılımcılara kutsanmış ekmek ikram edildi.
Kalaycı, Yunanca ve Türkçe olarak yaptığı konuşmada, ayin olanağını sağlayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a, konukseverliğinden dolayı Demreliler'e, ayini izleyen Müslümanlara teşekkür etti.
Noel Baba'nın yalnız Hristiyanlar için değil, tüm insanlık için önemli bir değer olduğunu belirten Kalaycı, "O'nu kendi yaşadığı topraklarda anıyoruz" dedi.
Friday, 5 December 2008
Dev Bonsai
Aslında Türkiye'de pek değil hiç bilinmeyen bir japon sanatıydı, Karate Kid filmiyle tanıdık saksılarda yetişen minyatür ağaçları. Bir türlü büyümek istemeyen bir yapıya sahip olan Bonsai ağacını ilk defa bu boyutta görülmüş bulunuyor.
Monday, 1 December 2008
Seyahat Etme Şeklimizi Değiştiren Mimarlar
Güzel binaların, seyahat eden insanların güzergahlarını belirlemelerinde etkili oldukları bir sır değil, ancak hangi modern mimarlar, yolculuk sahnesindeki en büyük etkiyi yaratıyor? Yolculuk sitesi, Concierge.com yolculuk ederken yolumuzu değiştirmemize sebep olan en iyi 11 mimarla ilgili bir kılavuz yayınladı.
Mars'ta Buz Bulundu
Dünyaya en yakın mesafedeki bu gezegende su ve yaşam izi arayan aracın yaptığı bu keşif, görevin yerine getirilmesi yönünde büyük bir başarı oldu.
Araçtan art arda gönderilen fotoğraflarda, yüzeyden alınan beyaz toprağın birkaç gün içinde eridiği gözlendi. Arizona Üniversitesi'nden Peter Smith, düzenlediği basın toplantısında, "Bugün büyük bir gururla ve neşeyle ilan ediyorum ki aradığımız şeyin izini bulduk. Bu gerçekten de buz, başka bir madde değil" dedi. Mars'ta su izine rastlanması, yaşam izi konusunda da kilit öneme sahip. Su olması, mikrobik düzeyde de olsa bu gezegende bugün veya geçmişte yaşam olabileceğine ilişkin önemli bir bulgu olarak kabul ediliyor.
Araçtan art arda gönderilen fotoğraflarda, yüzeyden alınan beyaz toprağın birkaç gün içinde eridiği gözlendi. Arizona Üniversitesi'nden Peter Smith, düzenlediği basın toplantısında, "Bugün büyük bir gururla ve neşeyle ilan ediyorum ki aradığımız şeyin izini bulduk. Bu gerçekten de buz, başka bir madde değil" dedi. Mars'ta su izine rastlanması, yaşam izi konusunda da kilit öneme sahip. Su olması, mikrobik düzeyde de olsa bu gezegende bugün veya geçmişte yaşam olabileceğine ilişkin önemli bir bulgu olarak kabul ediliyor.
Sunday, 30 November 2008
Dünya'nın En Büyük Koltuğu
Güzel bir Pazar günü, Londra'da bulunan Thames nehri kenarında küçük bir sahil şeridi, çok az bir yağmur, gereğinden fazla destek ve bir manjo bir araya geldiğinde, işte ortaya bu harika 'Dünya'nın en büyük kumdan yapılmış koltuğu' ortaya çıkıyor. Bu koltuğu yapabilmek için, gerçekten oldukça fazla emeğe ve zamana ihtiyaç olduğu, açık bir şekilde görülebilmektedir.
Engeller Kalktı Sevinçten Havalara Uçtu
Daily Mail gazetesinin haberine göre, kalça probleminden dolayı yürümekte zorlanan Max, yapılan tekerlek ayak sayesinde mutlu günlerine geri döndü.
9 yaşındaki köpek, tekerlekli yarış arabası şeklinde dizayn edilen aparatla, bahçede oynayabiliyor, özgürce koşabiliyor. Müfettiş olan köpeğin bakıcısı Anne Higgins, Max'ın eskiye oranla daha rahat hareket ettiğini, koşarken onu yakalamanın çok zor olduğunu söylüyor. Bu aparat, aynı şekilde rahatsızlık çeken 25 köpek üzerinde daha kullanılacak. Max'ın tedavi masraflarını, Higgins ve müfettiş arkadaşları karşıladı.
9 yaşındaki köpek, tekerlekli yarış arabası şeklinde dizayn edilen aparatla, bahçede oynayabiliyor, özgürce koşabiliyor. Müfettiş olan köpeğin bakıcısı Anne Higgins, Max'ın eskiye oranla daha rahat hareket ettiğini, koşarken onu yakalamanın çok zor olduğunu söylüyor. Bu aparat, aynı şekilde rahatsızlık çeken 25 köpek üzerinde daha kullanılacak. Max'ın tedavi masraflarını, Higgins ve müfettiş arkadaşları karşıladı.
Tuesday, 25 November 2008
Gelecekteki Kitaplar
Her şeyin teknolojiye uyum sağladığı bir dönemde, biz de eskiyle ilgili şeyleri yenisiyle değiştirmeye ve bunlara uyum sağlamaya başladık. Tasarımcı Kyle Bean, teknoloji ve internet arasındaki ve bilgi kaynağına ulaşırkenki etkileşimde çıkan bazı sorunları resmediyor.
Artık daha sanal bir topluma dönüşüyoruz. CD almak yerine müzik indiriyor, kütüphaneye gidip kitapları incelemek yerine araştırmamızı internette yapıyoruz. Kyle'a göre "Kitaplar da bir kişiliğe sahip. Onların da internetin asla sunamayacağı dokuları ve kokuları bulunuyor." Kyle bu meseleyi bir kitabı dizüstü bir bilgisayara çevirerek resmetmeye karar vermiş. Kitabı ucuzcudan 3 dolara alan Kyle, ekran ışığını vermek için kullandığı birkaç elektrikli bileşeni de ucuzluktan almış.
Kitap/laptop, bir CD ROM sürücüsüne, yerinden çıkarılıp bataryaya erişebileceğiniz bir klavyeye ve kitap kapandığında ekranın ışığının kapanmasını sağlayan bir elektrik düğmesine sahip. Kitap kapalı olduğunda, açılana kadar sanki normal bir kitapmış gibi gözüküyor. Bence Kyle, teknolojiye bağlı olarak değişmekte olan Dünya'yı bu tasarımıyla çok güzel vurgulamış.
Artık daha sanal bir topluma dönüşüyoruz. CD almak yerine müzik indiriyor, kütüphaneye gidip kitapları incelemek yerine araştırmamızı internette yapıyoruz. Kyle'a göre "Kitaplar da bir kişiliğe sahip. Onların da internetin asla sunamayacağı dokuları ve kokuları bulunuyor." Kyle bu meseleyi bir kitabı dizüstü bir bilgisayara çevirerek resmetmeye karar vermiş. Kitabı ucuzcudan 3 dolara alan Kyle, ekran ışığını vermek için kullandığı birkaç elektrikli bileşeni de ucuzluktan almış.
Kitap/laptop, bir CD ROM sürücüsüne, yerinden çıkarılıp bataryaya erişebileceğiniz bir klavyeye ve kitap kapandığında ekranın ışığının kapanmasını sağlayan bir elektrik düğmesine sahip. Kitap kapalı olduğunda, açılana kadar sanki normal bir kitapmış gibi gözüküyor. Bence Kyle, teknolojiye bağlı olarak değişmekte olan Dünya'yı bu tasarımıyla çok güzel vurgulamış.New York Gökdeleni
New York, Manhattan'da Herzog & de Meuron'un mimari bürosu olacak olan 57 katlı bir gökdelenin yapımına başlandı. Sıradışı bu binada dairelerin kendilerine özgün bir tasarımı ve şekli olacak.
Bu binada ayrıca 10 teras katı bulunacak. Gökdelenin kaldırım seviyesine Anish Kapoor'un bir heykeli bulunacak. Herzog & de Meuron adlı İsviçreli mimarlık bürosunu kuran Jacques Herzog ve Pierre de Meron olmuş. Baselli mimarların birçok alanda ödülleri bulunuyor fakat şüphesiz en özel zaferlerinden birini, Pekin 2008 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapan"Kuş Yuvası" adlı stadyum tasarımlarıyla kazandılar.
Bu binada ayrıca 10 teras katı bulunacak. Gökdelenin kaldırım seviyesine Anish Kapoor'un bir heykeli bulunacak. Herzog & de Meuron adlı İsviçreli mimarlık bürosunu kuran Jacques Herzog ve Pierre de Meron olmuş. Baselli mimarların birçok alanda ödülleri bulunuyor fakat şüphesiz en özel zaferlerinden birini, Pekin 2008 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapan"Kuş Yuvası" adlı stadyum tasarımlarıyla kazandılar.
Monday, 24 November 2008
Dokunmatik Masalı Restorant
Bu restoranda, garson gelip "Buyrun ne istersiniz?" demiyor, masadaki görsel menüye dokunarak yemek seçiminizi yapabiliyor veya oturduğunuz masanın arka planını değiştirebiliyorsunuz. Londra'da bulunan restoranda siparişinizi beklerken oyun oynayarak vakit geçirebiliyorsunuz, ayrıca yemek yedikten sonra yine görsel menüden bir taksi çağırıp evinize dönebiliyorsunuz.
Ruhlu Mumlar
Güneş ışığı, "ruh" mumlarını yakarak, bronz figürleri ortaya çıkarıyor. Bu figürlerin tamamıyla serbest kalmaları için 45 saatlik bir süre gerekiyor. Bu sette üç mum bulunuyor (Dance, Obyatie ve Joy), bu mumlardan her biri 39,95 dolarlık fiyatlara satın alınabiliyor.
Subscribe to:
Posts (Atom)
"Dünya için üretiyoruz..."