Tuesday 2 October 2007

AH AYRILIK...

Bir yol ve bir yer var ki insana hep ayrılığı hatırlatıyor. Ayrılık, yani birinden uzak düşme durumu. Hayatın acı gerçeği. Her gün aynı yerde, sevdiğin, saydığın kişiyle, başlattığınız sohbeti yarıda bırakarak hoşçakal, yarın tekrar görüşürüz demekle yetinmek zorunda kalmak üzüyor insanı, doğal olarak.

Ve yarını beklemek zorunda kalıyorsunuz. O kısa yol rüyalarınızın bir parçası oluyor. Bu durum her gün aylarca devam ediyor. Alışkanlık yaratıyor insanda.

Sonuç itibariyle, insanda gayet berbat duygular yaratsa bile kesinlikle olacağı bilinen bir olay ve her nedense asla kendimizi bu tarz bir duruma hazırlamaya başaramıyoruz.

Beraber yürüdüğünüz o yol hakkında olumsuz hatıralar canlanıyor hafızanda, ister istemez. Bir daha keşke o yoldan geçmez olsaydım geçiyor kalbinizden. Ama sonuçta geçmek zorundasınız. Ve her gün aynı çileye katlanmak mecburiyetindesiniz. Hayatından on yıl gitmesi, acıları ve gözyaşlarını yaşaya yaşaya gözlerinin artık ağlayamaz olmasına rağmen.

No comments:


"Dünya için üretiyoruz..."